acil destek
0501 570 70 70
×

DR YULA SAYFASINA HOŞGELDİNİZ

10501 570 70 70 no' lu telefondan Bizimle İletişime Geçin
2 Randevu Tarihinizi Belirleyin
3 Tedavi Sürecinize Hızlıca Başlayın !

Daha fazla bilgi için info@dryula.com adresinden bizimle iletişime geçebilirsiniz.

ÇALIŞMA SAATLERİMİZ

Hafta içi 09:00 - 18:00
Cumartesi 09:00 - 18:00
Pazar Kapalı

FORGOT YOUR DETAILS?

CREATE ACCOUNT

Tenisçi Dirseği Nedir?

Tenisçi dirseği, kolun lateral epikondilit bölgesinde, aşırı ve sürekli kullanım sonucu oluşan yırtık, dejenerasyon gibi zedelenmelere verilen isimdir. Çoğunlukla dirseğin dış yan bölgesinde hassasiyet ve ağrı ile ortaya çıkar. Kişinin eşya kaldırırken, nesneleri tutarken canı acır, güçlük yaşar.

Lateral epikondilit olarak da bilinen bu hastalık inflamasyona neden olabilir, şişlik oluşabilir. Tenisçi dirseği tenis gibi spor yapan kişilerde çok görülür, ancak sadece sporcu hastalığı değildir.

Tenisçi dirseği, dirseğin dış bölümünde kemiğe bağlanan önkol kaslarının (tendonun)  tekrarlayan,  kuvvetli hareket nedeniyle hasar görmesidir. Özellikle bir eşya taşırken, bir nesneyi tutarken şikayetler ortaya çıkar. Vücudun el bileğini geriye doğru çeken kasların başlangıcına “lateral epikondilit” bölgesi denir. Tenisçi dirseği bu bölgeyi etkiler, bu bölgede ufak yırtık, dejenerasyon gibi hasarlara neden olur.  Bu nedenle hastalık “lateral epikondilit” ismiyle de bilinir.

Hastalığın tedavisinde, tenisçi dirseği egzersizleri, buz uygulaması, bazı ilaçlar ve fizik tedavi vardır. 

Doğal bütüncül (naturopatik) tedavi yöntemleri bu hastalığın tedavisinde çok başarılı sonuçlar gösterebilir, tenisçi dirseğinin iyileşmesi hedeflenir.

İçindekiler

Tenisçi Dirseği ile İlgili 7/24 Bizimle İletişime Geçebilirsiniz!

Neden Olur?

Kol kası tek bir tendon sayesinde dirseğin dış bölümünde olan kemiğe bağlıdır. Bu bölgeye; lateral epikondil denir.

Tenis sporunda olduğu gibi tekrarlayan ve kuvvetli kol hareketleri ön kol kaslarının yorulmasına yol açar. Ön kol kaslarının yorulması sonucu hareket kaynaklı yük lateral epikondilit tendonuna biner. Sürekli ve kuvvetli hareket zamanla tendonda yırtılma gibi hasarlara kısacası tenisçi dirseğine neden olur.

Bazı kol veya dirsek yaralanmaları, kazalar, travmalarda bu hastalığa neden olabilir. Çok nadir de olsa hiç bir dış sebep olmadan da tenisçi dirseği gelişebilir, bu duruma ‘idiyopatik’ denir.

Tenisçi Dirseği Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Tenisçi dirseği, tendon üzerinde oluşan hasarın büyüklüğüne göre iyileşme süreci olan bir sağlık şikayetidir. Şikayetin durumuna göre tedavi planı yapılır. Hafif şiddetli olan tenisçi dirseği kendi kendine, istirahat sonucu geçebilir.

Tenisçi dirseği sağlık şikayetinin iyileşme sürecinde egzersizlerin büyük önemi vardır. Ayrıca kolu dinlendirmek, sorunlu bölgeye soğuk uygulamak bu sağlık sorununun geçmesinde büyük rol oynar.

Tenisçi dirseği şikayetinin en büyük belirtisi ağrıdır. Bu ağrı, dirseğin dış bölümünde bulunan çıkıntılı kemikte yaygın olarak hissedilir. Ağrı dirsekten ön kola ve ele vurabilir.

Belirtileri Nelerdir?

Bu hastalığın belirtisi birden ortaya çıkmaz, yavaş yavaş, zaman içinde gelişir.

Tenisçi dirseğinin en sık görülen belirtisi kişinin kolunu kaldırırken veya kolunu büktüğünde hissettiği ağrı şikayetidir. Lateral epikondilit ağrısı zaman içinde artar, haftalar geçtikçe şiddetlenebilir.

Tenisçi dirseğinin başlıca belirtileri şunlardır:

  • Ön kol, dirsek, ve kol bileğinde ağrı,
  • Fincan, bardak, kalem, raket, çaydanlık gibi nesneleri tutarken güçlük çekme ve ağrı hissetme,
  • Kolu uzatırken tutukluk yaşama, ağrı hissetme,
  • Dirseğin dış bölümü ve ön kolun üst tarafında hassasiyet ve ağrı hissetme,
  • Kapı kolu çevirme, bez sıkma, kavanoz kapağı açma gibi basit hareketlerde zorlanma, ağrı hissetme,
  • Lateral epikondilit bölgesinde şişlik,
  • Ön kolda güç kaybı, zayıflık hissi en yaygın görülen belirtilerdir.
Nasıl Teşhis Edilir?

Tenisçi dirseği şikayeti için ortopedi doktoruna gidilmelidir. Doktor öncelikle gerekli fiziksel muayeneyi yapar, ardından gerekli gördüğü test ve görüntüleme yöntemlerini isteyebilir.

Bu hastalığın teşhisi için röntgen yaygın olarak istenen görüntüleme yöntemidir. Bu sayede hastada kireçlenme olup olmadığı belirlenir.

Kas ve tendonlarda oluşan hasarın durumu, şiddetin, var olan hasarın tespiti için manyetik rezonans (MR) istenebilir. Manyetik rezonans (MR) boyun omurgasında olan disk problemlerinin teşhisi içinde tercih edilebilir. Boyun omurgasında yaşanan disk problemleri de kol bölgesinde ağrıya neden olabilmektedir.

Kol bölgesinde meydana gelmiş olabilecek sinir sıkışması için elektromiyografi (EMG) istenebilir.

Tenisçi Dirseği Kimlerde Olur?

Bu hastalık meslek hastalıkları sınıfında sayılabilir. Bilek ve kolun tekrarlayan hareketlerle çalışması gereken mesleklerde tenisçi dirseği gelişebilir. Marangozlar, tenisçiler, kasaplar, yüzücüler, tesisatçılar bu rahatsızlığın en sık görüldüğü mesleklerdir.

Hastalık her yaş grubu bireyde gelişebilir. Ancak 30 ila 50 yaş arası hastalığın en sık görüldüğü yaşlardır.

Tedavisi Nelerdir?

“Tenisçi Dirseği nasıl geçer?”

Tenisçi dirseği şikayeti için cerrahi ve cerrahi olmayan tedavi yöntemleri vardır. Ancak bu sağlık şikayeti olan hastaların büyük bölümü için cerrahi işleme (ameliyata) gerek duymadan iyileşme sağlanır.

Bu rahatsızlığın tedavilerinde dinlenme, soğuk uygulama, fizik tedavi gibi tedavi yöntemleri vardır. Bu sağlık sorunu ağrı ve şişkinlik yapabilir. Bu sağlık sorunlarını gidermek için ağrı kesici (ibuprofen), naproksen ve inflamatuar ilaçlar verilebilir.

Hastanın yaşı, genel sağlık durumu, yaşam standartlarına göre tedavi planını etkileyen faktörlerdir. Bazı hastalarda psikolojik yorgunluk görülebilir. İş yapma isteğinin olmaması, uykusuzluk, ileri derecede kaygı, depresyon gibi şikayetler psikolojik yorgunluğun belirtileri arasında yer alır. Bu durum söz konusu olduğunda psikolojik terapiler ve tedaviler gerekli olabilir.

Naturopatik (Doğal Bütüncül Tedavi) Yöntemleri ile Tedavisi

Tenisçi dirseği, şişlik, iltihap ve ağrıya neden olabilen bir sağlık sorunudur. Hastalığın tedavi edilmediği takdirde kişinin yaşamı oldukça olumsuz etkilenir, kişi bardak tutmak, kalem tutmak gibi aktiviteleri yapamaz hale gelir. PRP, ozon, ve CGF gibi doğal, naturopatik tedavi yöntemleri bu rahatsızlığı iyileştirmeyi hedefleyerek, kişinin yaşam konforunu artırabilir.

PRP ile Tedavisi

Trombositten zengin plazma (PRP), kişinin kendi kanından elde edilen bir tedavidir. Hastadan belirli miktarda kan alınır ve özel bir cihazla santrifüj edilir. Bu sayede kanın içinde olan, büyüme faktörleri bulunan trombositler alınır ve hastaya geri enjekte edilir.

PRP, etkili iyileşme sağlayabilen bir yöntemdir, hastalığa neden olan sorunu ortadan kaldırıp iyileşme sağlamayı hedefler.

PRP işlem yapıldıktan sonra tenisçi dirseğini iyileştirmeye başlayabilir; ancak kişi bunu yavaş yavaş hissedebilir. Hasta ortalama bir hafta sonra iyileşme gördüğünü hissedebilir. Ağrılarında azalma fark edebilir.

Naturopatik tedavi yöntemleri ile sürekli yorgunluk ve uyku hali tedavisi kişiye özel planlanır.
Doğal bütüncül tedavi yöntemlerinde öncelikle hastalığın ana nedeni bulunur ve çözüm için uygun yol haritası hazırlanır. Altta yatan hastalık, kansızlık, vitamin ve mineral eksikliği, yetersiz beslenme gibi sorunlar da doğal tıp yöntemleriyle çözüme kavuşturulmaya çalışarak yaşam kalitesi arttırılır.

CGF ile Tedavisi

CGF (Concentrated Growth Factor), konsantre edilmiş büyüme faktörü demektir. PRP işlemi uygulanarak elde edilen büyüme hücrelerine ilaveten başka işlemler de yapılır ve konsantre edilmiş büyüme faktörü elde edilir.

CGF, tenisçi dirseği tedavisini hızlandırmayı ve kişide iyileşme sağlamayı hedefler.

Ozon ile Tedavisi

Ozon tedavisi, vücutta oluşmuş yara, hasari hastalık ve zedelenmeleri iyileştirmede oldukça etkili olabilecek bir yöntemdir. Ozonun terapötik etkileri geniş alanı etkiler. Bütüncül tıp tedavileri içinde yaygın olarak kullanılan bir tedavidir.

Ozon, tenisçi dirseği ağrısını ve iltihaplanmayı giderebilir, meydana gelen zedelenmeyi iyileştirmeyi hedefler.

Ozon, PRP, CGF Doç Dr. Erkan Yula, tedavi merkezinde bu rahatsızlığın tedavisi için kullanılan birkaç tedavi yönteminden bazılarıdır. Doç. Dr. Erkan Yula tedavileri kişiye özel planlar, hastada iyileşme sağlamayı amaçlar.

Doç. Dr. Erkan Yula ve tedavileri hakkında  detaylı bilgi almak ve randevu oluşturmak için iletişime geçebilir, randevu talebinde bulunabilirsiniz.

Hastalıklara Dr. YULA’nın Yaklaşımı

Dr. YULA, klinik naturopatik yaklaşım ile bir çok kronik hastalığın tedavisinin mümkün olabileceğini vurgulamaktadır. 

Dr. YULA, hastalığı tetikleyen kişiye özgü faktörleri tespit eder ve bu kök faktörlere özgü naturopatik yöntemler ile iyileşmeyi hedefler. Bunun için hastanın beden, zihin ve ruhsal düzeyde ayrıntılı olarak değerlendirilmesi ve öykü kitabının ortaya çıkarılması gerekmektedir. Zira tam şifa için hastalıkların üç boyutlu yaklaşılması gerektiğini savunur.
Dr. YULA, genel olarak göz ardı edilen veya henüz yaygın olarak bilinmeyen birçok faktörü sorgular ve tedavi için hastalığın sonucuna odaklanmaz, hastalık isminden yani etiketinden ziyade hastalığa götüren sebeplere göre tedavi planlar. Her kişide bu faktörler çok çeşitli ve değişkendir. O nedenle Dr. YULA, kronik hastalıkların tedavisini her kişide tamamen farklı olarak gerçekleştirmeye odaklanır. Naturopatik tedavi algoritması olarak  “Accredited Naturopathic Medical Schools, America” müfredatı takip edilmeye çalışılmaktadır.

Naturopatik Tıp Nedir? ve Tedavide Yeri

Naturopatik tıp, bir bakıma bütüncül doğal tedavi yaklaşımıdır. Semptomdan ziyada hastalıkların kök nedenlerine odaklanan kadim tıp disiplini ile günümüz tıbbını birleştirir. Naturopatik tedavilerde, 7 ana prensip vardır ve bunlardan birkaçı “doğanın iyileştirici gücü, vücudun kendi kendini onarması ve önce zarar vermeme” ilkesidir. Klinik Naturopatik yaklaşım, uygun modern tıbbi yöntemlerle harmanlanarak yapılır. Naturopatik Tıp tedavi yöntemlerinin geçmişi insanlık tarihi kadar eskidir. Kayıtlarda M.Ö 400 yıllarında, Modern tıbbın babası olarak kabul edilen Hippocrates ve 980-1037 yıllarında yaşayan İbn Sînâ naturopatik tıp uygulayıcıları arasında kabul edilmektedir.

Naturopatik Tıp, günümüzde dünyanın birçok ülkesinde güvenle kullanılan, popülerliği giderek artan ve uluslararası kabul gören bir tıp ekolüdür. (Bakınız: Association of Accredited Naturopathic Medical Colleges, America)

TOP